Milas’a bağlı Güllük Mahallesi’nde ICC Güllük Marina İşletmeciliği A.Ş. tarafından planlanan “Güllük Yat Limanı” projesine karşı tepkiler artarak devam ediyor. Güllük pazar yerinde kurulan bilgilendirme standında, projenin olası çevresel ve sosyal etkileri hakkında halkı bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor. Vatandaşların denizle bağlantısını koparacağı ve bölgeye zarar vereceği düşünülen projeye karşı açılan imza kampanyası da yoğun ilgi görüyor. Kampanyaya destek verenler, “Güllük’ü korumak ve geleceğe temiz bırakmak bizim sorumluluğumuz” diyerek projeye karşı çıkıyor.
Standı ziyaret eden yerel halk ve tatilciler, projenin hem ekolojik dengeleri bozacağını hem de sahil yaşamını olumsuz etkileyeceğini vurgularken, Güllük'ün bu dönüşümü hak etmediğini dile getiriyorlar. Kampanya gönüllüleri, dayanışma içinde projeyi durduracaklarını ifade ederek, herkesi Güllük’e sahip çıkmaya davet ediyorlar.
Milas’ın Güllük Mahallesi’nde ICC Güllük Marina İşletmeciliği A.Ş. tarafından planlanan "Güllük Yat Limanı" projesine karşı yöre halkı ve çevreci kuruluşlar, 16 Mart 2023’te gerçekleştirilen Halkın Katılımı Toplantısı'nda vatandaşların itirazları dile getirilmiş olmasına rağmen, hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda bu itirazlara çözüm üretilmediği vurgulanıyor. MUÇEP (Muğla Çevre Platformu) tarafından yapılan açıklamada, projenin bölgenin doğal yapısını ve sosyal dokusunu tehdit ettiği ifade ediliyor.
MUÇEP, Güllük Yat Limanı projesinin çevresel etkilerini değerlendirirken kümülatif etki analizinin eksik yapıldığını savundu. Güllük Körfezi'nde hali hazırda işletilen limanlar, marinalar ve diğer projelerin göz önünde bulundurulmadığı, bu nedenle gerçek çevresel etkinin doğru tespit edilemediği dile getirildi. Proje kapsamında 600 metre uzunluğunda dalgakıranlar inşa edilecek ve bu inşaat için yüzbinlerce ton taş denize dökülecek. Açıklamada, yat limanı projesinin adeta bir taş ocağı projesine dönüştüğü ve çevresel tahribatın boyutlarının gizlendiği öne sürülüyor.
Proje ile Güllük halkının denizle olan bağının koparılacağına dikkat çeken açıklamada, deniz kenarındaki kamusal alanların kapanacağı ve sahil şeridinin vatandaşların kullanımına sınırlamalar getirileceği belirtildi. Bölgedeki alt yapı eksiklikleri göz önüne alındığında, kanalizasyon sisteminin projeden kaynaklı yükü kaldıramayacağı ve çevre kirliliği yaşanacağına işaret edildi. Güllük’te mevcut su sorunlarının daha da artacağı vurgulanırken, bölgenin demografik yapısını analiz eden bir sosyal etki değerlendirmesinin de yapılmadığı ifade edildi.
Yat limanı projesinin yerel esnafa katkı sağlamayacağı, aksine zarar vereceği belirtilen açıklamada, “Alışveriş yat limanı içindeki mağazalarda yapılacak. Yalıkavak örneğinde olduğu gibi, yüksek duvarlarla çevrili marina nedeniyle halk denize erişimden mahrum kalacak” denildi. Güllük’te inşaat sürecinde ve sonrasında artacak ağır araç trafiğinin kasaba yaşamını olumsuz etkileyeceği, Güllük’ün "sakin şehir" kimliğinin kaybolacağı dile getirildi.
MUÇEP, projeyi Güllük’ün doğal ve sosyal dokusuna bir tehdit olarak nitelendirerek şu ifadelerde bulundu: “Yalıkavak, Kuşadası ve Göcek’te yaşananların aynısı Güllük’ün başına gelecek. Bu proje, emeklilerin ve balıkçıların yaşadığı Güllük için bir felaket olacak.”