İstanbul’da özel hastanelerle anlaşma yapan bir çetenin, tıbbi gereklilik olmamasına rağmen bebekleri yoğun bakım ünitelerine sevk ederek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan haksız kazanç elde ettiği Türkiye gündemini derinden sarsmıştı. Olayda bazı bebeklerin yoğun bakım süreçleri esnasında hayatını kaybetmesi, para hırsınının zararını gözler önüne serdi.
MuğlaTabip Odası Milas Temsilciliği de Milas Devlet Hastanesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, "Bu yaşananlar insanlık değerleriyle bağdaşmaz ve hekimlik etik ilkelerine tamamen aykırıdır," diyerek olayın ciddiyetine vurgu yaptı. Açıklamada, denetim eksikliğine dikkat çekilerek, sorumluların adalet önünde hesap vermesi gerektiği ifade edildi.
Muğla Tabip Odası, yaşanan trajedide Sağlık Müdürlüğü’nün denetim eksikliği nedeniyle sorumlu olduğunu belirtti. Olayın, "sistematik bir sorunun ve yıllardır süregelen denetim zafiyetinin sonucu" olduğu vurgulandı. İlgili kamu yetkililerinin, yerel yönetimden bakanlık düzeyine kadar görevden alınarak adli ve idari soruşturmalara tabi tutulması gerektiği belirtildi.
Skandalın ardından, yenidoğan yoğun bakım hizmetini çeteye taşeron usulüyle devreden 10 özel hastanenin ruhsatlarının iptal edilip kapatılması tepki çekti. Tabip Odası, hastanelerin kapatılmasının suça karışmayan ve özveriyle çalışan sağlık personelini işsiz bıraktığını ifade etti. Açıklamada, "Bu sistemsel çürümenin sorumluluğunu birkaç kişinin üzerine yıkmanıza izin vermeyeceğiz," denildi.
Oda, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın iflas ettiğini ve halk sağlığına zarar verdiğini belirterek, sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine karşı durulması gerektiğini savundu. Sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarının bu skandal nedeniyle gölgelenmemesi gerektiğine dikkat çekildi.
Muğla Tabip Odası, açıklamasını şu taleplerle sonlandırdı:
- Ailelerin, bebeklerin her konuda yanındayız üzerimize düşen görevleri hızla yapacağız
- Piyasacı sağlık sisteminin bütün zorlamalarına karşın etik ilkelerden ödün vermeyen meslektaşlarımızın, sağlık çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz,
- Ücretsiz, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, kamusal bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu biliyoruz. Sağlıkta dönüşüm programından, sağlığın ticarileşmesinden ve taşeronlaştırılmasından derhal vazgeçilmelidir.
- Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan kamu yetkilileri kanun önünde hesap vermelidir.
- Kapatılan hastaneler kamuya devredilmeli, burada çalışan meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının hakları korunmalıdır.
- Konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçler açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.